Tıbbi Malpraktis Nedir? Hekim Hatalarının Hukuki Sorumluluğu
Tıbbi uygulama hataları, diğer adıyla malpraktis, son yıllarda hukuki ve toplumsal tartışmaların odağında yer alan önemli bir konudur. Tıbbi malpraktis, bir hekimin bilgi, beceri ya da dikkat eksikliği nedeniyle hastaya zarar vermesi durumudur. Hukuki anlamda, hekimin mesleğini icra ederken özen yükümlülüğünü ihlal etmesiyle ortaya çıkan zararlardan doğan sorumluluğa malpraktis denir.
Hekim Kusuru ve Zarar Sorumluluğu
Tıbbi uygulamalarda hekimin yükümlülüğü yalnızca müdahale değil, aynı zamanda hastaya karşı gerekli özeni göstermektir. Yanlış ilaç kullanımı, eksik tanı, hatalı ameliyat, tedavi sürecindeki ilgisizlik gibi durumlar hekimin mesleki sorumluluğunu doğurabilir. Bu tür durumlarda hastanın maddi ya da manevi zarar görmesi halinde hukuk düzeni kişiye tazminat talep etme hakkı tanır.
Malpraktis Hem Ceza Hem de Tazminat Hukukunun Konusudur
Tıbbi malpraktis vakaları hem Türk Borçlar Kanunu kapsamında özel hukuk sorumluluğu doğurabilir hem de Türk Ceza Kanunu çerçevesinde ceza sorumluluğuna yol açabilir.
- Borçlar Hukuku açısından, kusurlu hekim veya sağlık kuruluşuna karşı maddi ve manevi tazminat talepleri ileri sürülebilir.
- Ceza Hukuku açısından ise, ihmali veya dikkatsiz davranışlar sonucu yaralanma, ölüm, çocuk düşürtme gibi sonuçlara neden olan hekimler hakkında ceza davası açılması gündeme gelebilir.
Malpraktis Sayılabilecek Uygulamalar
Her tıbbi risk ya da komplikasyon malpraktis kapsamında değerlendirilmez. Ancak, aşağıdaki gibi doğrudan hekimin ihmal veya kusurlu davranışıyla ortaya çıkan durumlar malpraktis sayılır:
- Yanlış teşhis konulması
- Gereksiz ya da hatalı cerrahi müdahale
- Takip sürecinde ilgisizlik
- Hastayı bilgilendirmeden tedaviye başlanması
- Risklerin açıkça anlatılmaması
- Aydınlatılmış onam alınmadan müdahale yapılması
Bilgilendirme Yükümlülüğü ve Aydınlatılmış Onam
Hekim, müdahaleye başlamadan önce hastayı olası riskler, başarı şansı ve alternatif tedavi yöntemleri hakkında açık şekilde bilgilendirmek zorundadır. Aksi halde “aydınlatılmış onam” ilkesi ihlal edilmiş olur. Bu durum hem etik hem de hukuki olarak hekimin kusurlu sayılmasına yol açabilir.
Tazminat Davaları ve Süreç
Tıbbi hata nedeniyle zarar gören hasta veya yakınları, hekime ve sağlık kurumuna karşı tazminat davası açabilir. Bu davalarda hem maddi zararlar (tedavi masrafları, iş gücü kaybı, cenaze giderleri) hem de manevi zararlar (acı, üzüntü, psikolojik yıkım) talep edilebilir.
Tazminat davası açmadan önce; zarar, kusur ve bu ikisi arasındaki illiyet bağının açıkça ortaya konması gerekir.
Delil ve İspat Araçları
Malpraktis davalarında delil toplama ve ispat yükü hayati önem taşır.
- Hastane kayıtları
- Uzman bilirkişi raporları
- Sağlık kurulu belgeleri
- Tanık beyanları
- Aydınlatılmış onam formları
davaların seyrini etkileyen başlıca unsurlardır. Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği, genellikle onam belgeleri üzerinden değerlendirilir.
- Avukatın Rolü ve Stratejik Dava Takibi
- Tıbbi malpraktis davaları teknik bilgi ve hukuki uzmanlık gerektirir. Bu nedenle, sürecin başından itibaren deneyimli bir malpraktis avukatı ile ilerlemek hem zaman kaybını önler hem de hakkın tam anlamıyla korunmasına katkı sağlar. Avukat, delillerin toplanmasından, dilekçelerin hazırlanmasına kadar süreci profesyonelce yönetir.Tıbbi malpraktis davalarında hak kaybı yaşamamak için, bu alanda uzmanlığı bulunan ve süreci titizlikle yürüten bir hukukçuya başvurmanız önemlidir; İzmir avukatlarından Nur Tavlı gibi deneyimli bir isimle çalışmak, adalet arayışınızda güçlü bir destek olacaktır.